Ölüm bile onları ayıramadı: Hasretin bıçak olup kesiyor yüreğimi… Ağlıyorum!

İlk anda kulağa inanılmaz geliyor ama eşini “ölümden sonra bile” terk etmeyen aşıklar var. Çünkü onların yaşadığı öyle sıradan, gelip geçici bir durum değil belli ki…

Bazen “vakitli” bazen de “vakitsiz” yitirdikleri eşlerinin yerine gerçekten de başka birini koyamıyorlar. Artık fiziksel olarak yanlarında değilse bile hayatta olmayan eşlerini sevmeyi sürdürüyorlar. Hem de yıllarca…

Zaten sonuç olarak eşlerini; “ölümden sonra bile terk etmeyen” bu kişiler belki de hayatlarının sonuna kadar güzel hatıralarıyla baş başa kalmayı, araya başkasını sokmayı istemiyorlar.

Çünkü ne kadar zaman geçerse geçsin, içlerindeki özlem azalmıyor. Hatta tam tersine giderek de büyüyor.

ÖZLEMİ GİDEREK ARTIYOR
İşte böyle düşünenlerden biri de kısa süre önce hayata veda eden Türk sinemasının en yakışıklı oyuncularından biri olan Tolga Savacı’nın eşi Nermin Bezmen.

Gerçekten büyük bir aşkla sevdiğini o hayattayken de dile getiren Bezmen, Savacı’nın 26 Şubat 2024 günü ellerinin arasından kayıp gitmesinden sonra acısını bir türlü yenemedi. Üstelik de zaman geçtikçe özlemi katlanıyor. Kalbindeki o ince sızı onu daha derinden sarıyor.

Aynı zamanda tanınmış bir yazar da olan Bezmen, 2018 yılında evlendiği Tolga Savacı’ya olan özlemini Instagram sayfasından her gün dile getiriyor.

Kelimeleri o kadar güçlü, satırları öylesine canlı ki sanki o duyguları; kaybettiği kocasının gözlerinin içine bakarak söylüyor gibi.

‘HASRETİN BIÇAK OLUP KESİYOR YÜREĞİMİ… AĞLIYORUM’
Bezmen, kaybettiği kocası için yaptığı son paylaşımlardan birinde uyurken Savacı’nın kaşkoluna sarıldığını ve bu şekilde onu yanında hissettiğini ifade etti satırlarında.

“Canım Tolga’m… Sensizliğe teselli aramakta çaresizim… Fotoğraflarımız, birbirimize sebep aramadan yazdığımız minik ama aşk dolu notlarımız, telefonda hiç silmediğim mesajlarımız, parfümünün kokusu, beraber büyüttüğümüz leylak, balkonumuzda beslediğimiz kuşlar, sabah filtre kahvenin aroması, hüzünle dinlediğimiz fadolar, yemek pişirirken mutfakta dans edişlerimiz” diye başladı kaybettiği eşine seslenmeye.

Sonra da satırlarını şöyle sürdürdü: ” Daha nice anılara sığınıyor, yatarken çok sevdiğin kaşkoluna sarınıyor, varlığını hissediyorum. Bir kısa zaman uyuşuyor, gerçeğimden uzaklaşıyorum. Sonra kalbim göğüs kafesime sığmayacak gibi ağırlaşıyor, hasretin bıçak olup şahrem şahrem kesiyor yüreğimi… Ağlıyorum…” diye seslendi yitirdiği eşine.

‘TEK TESELLİM YAŞADIĞIM AŞKIN ANILARI’
Bir diğerinde de yeni yitirdiği “Sevdiceğine” şöyle seslendi: “Benim canım sevdiceğim…. On yedi gün oldu, yolculuğuna çıktığın. Azalmıyor, gün kadar çoğalıyor hasretin. Seninle hayatımızı çok paylaşmazdım, okurlarım, romanlarının sayfasında. Ama şimdi tek tesellim seninle son gününe dek yaşadığım aşkın anıları.”

Bezmen’in belki kendileri de benzer acıları yaşayan takipçilerine dokunan şu satırlara yer verdi: “Sen canım Tolga’m, bu dūnyada sevgiyi, huzuru en çok hak eden insanlardan biriydin. Ben de seni öyle sevdim. Yüce Yaradanın da seni o sonsuz sevgisiyle kucakladığından eminim. Anılarımızı ruhuma merhem, hasretini yorgan yaptım, yazıyor, yazıyorum canım kocam…”

ONLAR DA FİLM GİBİ AŞKLARIN KAHRAMANI 
 Aşkların ve evliliklerin özellikle yeni nesil arasında su gibi akıp gittiği gösteri dünyasında kaybettiği eşine böylesine bağlı olan, bu büyük özlemlerini hiç saklamayan başka ünlüler de var. Onlar da hafızalara kazınan büyük aşkların kahramanları.

ARADAN GEÇEN ZAMAN ACISINA VE ÖZLEMİNE DERMAN OLMADI
Büyük acısı hala taze olan ünlülerden biri ünlü İngiliz oyuncu Richard E. Grant. Şu anda 66 yaşında olan Grant, 35 yıllık karısı Joan Washington’ı üstelik de iki yıl önce yitirdi.

Ama belli ki aradan geçen zaman onun acısına ve özlemine derman olmadı.

Deneyimli oyuncu bir yandan mesleğini sürdürse de hatta kameralara gülerek poz verse de karısının acısı hep yüreğinde. Bunu da kısa bir süre önce verdiği bir röportajda hiç saklamadan ifade etti ünlü oyuncu.

The Telegraph gazetesine verdiği röportajda anlattığına göre Grant’ın acısıyla baş etme yöntemi tıpkı Nermin Bezmen gibi yazmak.

Ünlü oyuncu karısına her gün bir mektup yazdığını ve böylece onunla bağlantısını sürdürdüğünü anlattı.

‘ONA HER GECE YAZIYORUM… SANKİ KARŞIMDAYMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUM’
Usta oyuncu “Joan’a her gece olup bitenler hakkında bir mektup yazıyorum. Böylece onunla sanki fiziki olarak bir konuşma yaptığımı hissediyorum” dedi.

Oyuncu bu yaptığını ölüm acısına ve eşinin yokluğuna katlanma konusunda faydalı bulduğunu da sözlerine ekledi.

Richard E. Grant, karısı Joan’ın ölümünden sonra yeni birisiyle tanışıp flört etmeye istekli olmadığını da saklamadı. Çünkü bundan sonra tanışacağı hiç kimsenin kaybettiği karısının yanına bile yaklaşamayacağına inanıyor.

‘BEN HALA ONUNLA EVLİYİM’
Ünlüler dünyasında eşine ölümünden sonra da bağlı kalanlardan biri de bir dönemin ünlü modellerinden Iman. Müzisyen David Bowie ile evli olan ve onu erken bir yaşta yitiren Iman için ünlü şarkıcıyla evlilikleri hala sürüyor.

Bunu da verdiği bir röportajda “O benim rahmetli kocam değil kocam. Kendimi hala onunla evli hissediyorum” sözleriyle ifade etti ünlü model.

David Bowie’nin ölümünden sonra hayatında neler değiştiğini de şöyle anlattı Iman: “Zorlandığım günler oluyor ama David’in anıları hiç de üzücü değil. Şimdi anılar, yaşananların ne kadar harika olduğunu gösteriyor. Bazen kendime onunla 26 yıl beraber olduğumu hatırlatmam gerekiyor. Bu beni ayakta tutan tek şey.”

‘HAFIZAM SAYESİNDE AŞKIM YAŞIYOR’
Iman, altı yıl önce hayata veda eden büyük aşkını hatırlarken de “Özellikle evimizde muhteşem gün batımlarına baktığımda onun varlığını kesinlikle hissediyorum, çünkü David gün batımlarını çok sever” dedi.

Artık bu dünyada olmamasına rağmen Bowie’nin hala bir şekilde hayatında var olduğunu ekledi sözlerine: “Yani o bir şekilde hayatımda her zaman mevcut. Hafızam sayesinde aşkım yaşıyor.”


‘BAŞKASINI SEVMEK KARIMA İHANET OLUR’

Günümüze gelip baktığımızda böylesine büyük aşklardan birinin kahramanı da ünlü oyuncu John Travolta…

Karısı Kelly Preston’ı henüz 50’li yaşlarının ortasında kaybeden Travolta, kalbinin kapılarını yeni bir aşka açmaya hazır değil.

Bunu da “Bir başkasıyla aşk yaşamak ömüş karıma ihanet olur” sözleriyle anlatmıştı. Travolta, karısının ölümünden sonra bütün enerjisini ve zamanını iki çocuğuna vermişti.